ormanların
İKLİM üzerindeki hayatİ etkİsİ
Sanayileşme
ile birlikte artan nüfusa paralel olarak toprak, su ve havamız kirlenmeye başladı
Küresel ısınma, iklim değişikliği, ozon tabakasının delinmesi, asit
yağmurlarının yağması vb. çevre sorunları olarak adlandırdığımız birçok problem
insanlığı her geçen gün artan bir şekilde tehdit ediyor. Yapılan tahminlere
göre gelecek 20 yıl içerisinde yaklaşık bir milyon hayvan ve bitki türünün dünya
ekosisteminden kaybolup gideceği belirtiliyor.
Bu gibi çevre problemlerinin çoğunun temelinde ise ormanların
yok olması yatıyor.
Çevremizde her an gördüğümüz bitkiler; görünümleri, renkleri
ve kokularının yanı sıra pek çok
özellikleri ile de insanlara fayda sağlarlar. Bitkilerin hayati
faydalarından biri de iklim üzerindedir. Eğer
bitkiler olmasaydı, yerküremizde yaratılan hassas denge
büyük ölçüde değişikliğe uğrayacaktı.
BiTKiLERDE TERLEME FONKSiYONU VE İKLiM ÜZERiNDEKi POZiTiF
ETKiSi
Bitkilerdeki terleme olayı, atmosferdeki su buharı dengesi
açısından büyük bir önem taşır. Bitkiler sürekli olarak kökleriyle topraktan
aldıkları suyu terleme yoluyla yapraklarından atmosfere vererek, adeta suyu
topraktan havaya ileten su pompası gibi çalışırlar. Örneğin orta büyüklükte bir
ağaç günde yaklaşık 500 litre, bir hektar orman ise 30 ton suyu terleme yolu
ile atmosfere verir.
Ağaç üzerinden hareket eden hava akımı, serinlemiş havayı
ağaçsız bölgelere taşıyarak, çevrenin serinlemesine etkide bulunur. Yeşil alanlar
ve ağaç topluluklarının alanı genişletildikçe de bu etkinin derecesi artar.
Örneğin, odunsu bitkiler kuru havalarda bile havanın nemini sabit tutar.
Yaprakların altıyla yer arasında güçlü bir mikro klima alanı oluşur. Gündüz etkili
olan direkt güneş radyasyonundan, geceleri ve soğuk kış günlerinde yaşanan
aşırı soğumalardan kaynaklanan olumsuz etkilenmelere karşı toprağın ve taban
canlılarının korunmasını sağlar. İğne yapraklı bir orman, güneşten gelen
enerjinin büyük bir kısmını “tepe çatısı” ile emer. Bunun % 61’i sıcaklık
olarak tekrar atmosfere verilir.
Gölgelendirme ve bitkilerin terleme-buharlaşma
işlemi, kentsel alanlarda doğal soğutma mekanizması
görevi görür. Yeşil alanlar ve bitki örtüsü sıcaklıkları
düşürücü etki oluşturur. Yapılan araştırmalara göre;
çiçekli bitkiler olmasaydı dünyamız, özellikle de bazı
tropikal bölgeler, daha kurak ve sıcak olacaktı.
Chicago Üniversitesi’nden paleontolog C.
Kevin Boyce ile iklim modellemecisi Jung-Eun
Lee, çiçekli bitkilerin dünya iklimi üzerinde nasıl
bir etkiye sahip olduklarına dair bir araştırma
yaptılar: Araştırmacılar, çiçekli bitkilerin olmadığı
bir dünyayı canlandırabilmek amacıyla bir iklim
modeli geliştirdiler; bitkilerin terleme miktarını %75
oranında düşürecek şekilde değişiklik yaptılar. Bu
değişiklik yeryüzünde adeta bir kaosa neden oldu
ve tüm dengeleri alt üst etti. Kimi yerler daha kurak,
kimi yerler daha yağışlı hâle geldi. Örneğin Kuzey
Amerika’daki yağış oranında %30-50 oranında düşüş
oldu. Güney Amerika’nın tropik bölgelerinde çiçekli
bitkilerin olmaması durumunda bölgedeki yağışlar
300 mm kadar azaldı. Doğu Amazon’da yağış mevsimi
3 ay kadar kısaldı.
KENTLEŞMENIN AZALTTIĞI ORMANLAŞMAYA KARŞI
YEŞIL ÇATI UYGULAMALARI
Kentleşmenin ve nüfusun hızla arttığı günümüz
dünyasında, kentin insanla ilişkisinde çevre açısından
çok daha duyarlı ve dikkatli tavır alınması artık
zorunluluk hâlini aldı. Yeşil çatı uygulamaları, artık
gelişmiş birçok ülkede, fakat henüz yasalarla zorunluluk haline gelmiş kadar etkin değildir. Kentlerde gelişmiş ağaçlar
kesilerek yerine oluşturulan çim alanlar iklimsel
açıdan negatif yönde etki yaratırken, beton yüzeyler
yerine yapılacak olan daha çok odunsu bitkiler ile
oluşturulan alanlar ise iklimsel açıdan pozitif yönde
etki yaratır.
Örneğin; İsviçre’de yasalar yeni binaların
kapladığı alan genişliğinde çatı bahçesi yapılmasını, eski
binalarda da çatının %20’si kadarını yeşillendirilmesini
gerektiriyor. Tokyo Belediyesi, 1000m2’den büyük
çatı alanına sahip yapıların alanlarının %20’sinin
yeşillendirilmesini zorunlu tutuyor.
Ormanlar
Ormanlar Havadaki nem oranını artırır
Bir
meşe ağacı ortalama olarak günde 570 litre suyu, yılda 20 ton suyu kökleriyle
topraktan alıp atmosfere vererek havadaki nem oranını yükseltir. Havanın nisbi nemi
arttıkça atmosferin buharlaştırma gücü azalır.
Örneğin, nisbi nem %20 iken buharlaştırma gücü 2000 bar,
nisbi nem %70 iken ise buharlaştırma gücü 500 bar olarak ölçülmüştür.
Ormanlar Yağışı artırır
Ormanlar güneşten gelen kısa dalga boylu radyasyonun büyük
kısmını kendisi absorbe ettiğinden atmosferin aşırı ısınmasını engeller. Yağış
oluşmasına önemli oranda katkı sağlar. Eski Sovyetler Birliği’nde yapılan
araştırma sonuçlarına göre; ormanlık alanda yağış miktarı, ormansız step bölgesinden
%50 daha yüksek bulunmuştur.
Ormanlar
hava kirliliğini engeller, tozu yutar ve havayı arındırır
Yapılan araştırmalara göre bir hektar çam ormanı
yılda 30-40 ton, ladin ormanı 32 ton, kayın ormanı 68
ton tozu süzer ve temizler. Kayın ağacı bir yıl içinde
700 kg toz ve 300 kg zehri emerek dışarı süzer. Aşırı
kirlenmede ise gövdesindeki bozulma ile alarm verir.
Bir araştırmanın bulgularında ulaşılan sonuçlar
şöyledir: Hamburg kent merkezinde havada 420-850
mg /m³ olan toz miktarı, kentin parkında 100 mg/m³
olarak ölçülmüştür. Orman havası ise şehir havasına
nispetle %90-99 daha az toz ihtiva etmektedir. Bir
başka araştırmada, bir litre havada ağaçsız caddelerin
ağaçlı caddelerden 3-4 misli, parklardan ise 10 misli
daha fazla toz tanesi taşıdığı tespit edilmiştir.
Çevre koruma ya da daha geniş anlamıyla
doğayı koruma, yüzyılımız insanının en önemli
sorumluluklarından biri hâline geldi. Bu görev,
canlıların hayat temelinin yok edilmesine karşı
girişilmiş bir eylem niteliği taşıyor. Küresel ısınma
sebebiyle önümüzdeki 50 yılda Akdeniz Havzası’nda
sıcaklığın ortalama 5 ºC artacağı tahmin ediliyor.
Çölleşmeye götürecek düzeyde etkileri olabilecek
bu olumsuz gelişmeyi frenlemenin yegâne yöntemi,
orman örtüsünü genişletmek ve geliştirmektir.
Ormanlar olmasaydı, iklimde kavurucu sıcaklar, şiddetli
fırtınalar, düzensiz
yağışlar gibi anormal değişiklikler meydana gelecekti -ki
son zamanlarda
ülkemizde de görülen anormal hava değişimleri bunun en büyük
göstergesidir